Yurtdışında Cinsiyetsizlik Projesi

Silicone Android Uygulaması
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
Kaba bir anlatım olacak ama yapacak bir şey yok.
Erkek cinsel organı ile kadın cinsel organı birbirine uyumlu. Aradaki sıvı transferi de üremenin bir parçası.
Ama arkadaki delik yani anüs ise temel cinsellik organı değil boşaltım sisteminin son adımıdır. Bir şeyin sokuşturulması için değildir yani.
Bu kadar basit olarak anlayabilirsin ki bu meşru, normal, doğal değildir.
Erkek cinsel organı delik her şey ile uyumlu.
Bu adamdan ne farkın kaldı şimdi?

Kadınlar anal ilişkiden de zevk alır, erkekler de alır. Erkekler üzerinden değineyim, erkeklerin G noktası anüsün yaklaşık 8 cm içerisinde. Yani dediğin "uyumlu değil, boşaltım" zırvası saçma. Ya "tanrının" çok iyi bir kara mizah anlayışı var ki, erkeğin G noktasını anüsün içine koyuyor ve eşcinsel ilişkiyi günah kılıyor; ya da tanrının bundan haberi yok.
Bunun yanında 1 hafta süren psikolog seansları ile kişi normale döndürülebiliyor
Kaynak? Bunun bir hastalık olmadığı, bir sorun olmadığı 50 yıl önce kabul edildi. Bunu bilmem kaç kere daha dedin, her seferinde kaynak istedim ama atmadın.

Bunun bir tedavisi yok, cinsiyet denen kavram özünde bir toplum algısından ibaret.
heteroseksüelliğin doğuştan geldiğini kanıtlaman lazım. Cinsel yönelimler toplum algısıyla mı oluşuyor, doğuştan mı geliyor bunu bulman lazım
Markaların LGBT bayrağına bürünmesi tamamen kapitalizm ve tüketim çılgınlığı ile alakalı. Kimse diziden gördüğü eşcinsel karakter yüzünden eşcinsel olmaz. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.

Attığın tüm videolara bakacağım ayrıntılı olarak, ne saçmalamışlar bakalım...

Psikanalitik biliminin temelini atan Freud, taa 100 yıl önce eşcinselliğin bir hastalık olmadığını söylemişti. Tabii bunun kabul edilmesi 50 yılı buldu. Freud eşcinsellik bir hastalık değil demişti, aynı zamanda dini, "bir akıl hastalığı" olarak nitelendirmişti.
Mesajlar otomatik birleştirildi:

Anlamak zor değil, eşcinselliğin "tedavisi" olsaydı; hetero bireyler de eşcinsel yapılabilirdi. Bunun bir tedavisinin olabilmesi için bir hastalık olması lazım. Ki bu bir hastalık değil, hastalık niteliklerini karşılayan bir şey değil.

Hormon aktarımı ile tedavi etmeye çalışmak, bireyi intihara kadar götürebiliyor. Mesela buna örnek olarak Alan Turing verilebilir.
Psikologlar ile tedavi etmeye çalışmak da aynı şekilde. Çünkü bireyi depresyona götürebiliyor.

Hastalık olmayan bir şeyi tedavi etmeye çalışırsan böyle olur...
Mesajlar otomatik birleştirildi:

Cinsiyet, tamamen kimlik ve toplum ile ilgili. Sana doğduğun andan itibaren bir şeyler yüklendi. Mavi kıyafetler, sünnet düğünü vs. vs. Neden? Çünkü "erkeksin" ya...

Seni kız olarak yetiştirselerdi, erkeklerden hoşlanmanın da normal olduğunu anlatsalardı, çevren bunu normal karşılasaydı yine böyle mi olurdun?
 

DOGANALPASLAN

Rütbesiz
Katılım
1 Ağu 2021
Mesajlar
35
İfade skoru
108
Mesela buna örnek olarak Alan Turing verilebilir.
Bu gibi bireylerin dışlanması Alan turing gibi bilgisayar biliminin babası olan bir adama 100 yıl gibi uzun bir süre (adeta cezalandırırmışçasına) ödül verilmemesine yol açıyor. Bence bir başkasının diğerinin yatağında ne yaptığından çok daha önemli işlerimiz var. Bunlara odaklansak çok iyi olacak.
 

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
Bu Netflix vb. olayları da anlamıyorum.
Dizide hetero ilişki var, gözümüze hetero ilişki sokuluyor. Neden homoseksüel ilişki de sokulmasın ki? Ne farkı var? Toplumda hetero daha baskın diye, homoseksüel ilişkinin olması "oyun" mu? Sorun mu? Değil. Bir eşcinselin gözünden bakınca, dizide tamamen heteroseksüel ilişki olması ona garip gelir, senin gözünden bakınca homoseksüel ilişki olması mesela.
Bu kadar basit bir şeyi anlamak bu kadar zor mu? Adam gelmiş diyor ki, dizide eşcinsellik var, çocuğum eşcinsel olacak. Bu cümleyi okurken bile gülüyorum. Daha çok şey yazılabilir aslında ama cidden sıkıldım bu klasik orta doğu kafasından.

Aşk aşktır, ilişki ilişkidir. Kimse, kimsenin üzerinde oyun yapmıyor. Cinsiyetsizlik projesi yok, eşcinsellik bir hastalık değil, bir tedavisi yok. Eylem yapmaları en büyük hakları, Avrupa ve BBC bu "cinsiyetsizlik" projesinden bir şey kazanmayacak. Cinsiyetlerin doğuştan gelip gelmediğine dair araştırmalar var, ama hepsi farklı farklı. Aksi kanıtlanana kadar, cinsiyet diye bir şey yoktur, tamamen toplum algısından ve baskısından dolayıdır.
Bu gibi bireylerin dışlanması Alan turing gibi bilgisayar biliminin babası olan bir adama 100 yıl gibi uzun bir süre (adeta cezalandırırmışçasına) ödül verilmemesine yol açıyor. Bence bir başkasının diğerinin yatağında ne yaptığından çok daha önemli işlerimiz var. Bunlara odaklansak çok iyi olacak.
Kesinlikle. İnsanların yatak odasını dert edenler olmasaydı çok farklı olabilirdi.
 

Besim Tibuk

Gold Sample
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
1.001
Çözümler
2
İfade skoru
2.118
Benim umrumda değil neden bu kadar taktınız ki normal değil diye?
Saygı konusuna gelirsek herif bana sapık gibi yaklaşırsa saygı duymam tabii ki.

Kadınlar anal ilişkiden de zevk alır, erkekler de alır. Erkekler üzerinden değineyim, erkeklerin G noktası anüsün yaklaşık 8 cm içerisinde. Yani dediğin "uyumlu değil, boşaltım" zırvası saçma. Ya "tanrının" çok iyi bir kara mizah anlayışı var ki, erkeğin G noktasını anüsün içine koyuyor ve eşcinsel ilişkiyi günah kılıyor; ya da tanrının bundan haberi yok.
Hocam anüsü düzgün temizlemezseniz bile basur* olabiliyorsunuz penis gibi bir şey direkt yırtmaz mı anüsü?

*Anüs yırtılması.
 

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
Az önce bu adamların ne olduğunu araştırırken fark ettim, GZT'nin sahibi Albayrak Medya Grubu'ymuş arkadaşlar. "Albayrak Medya Grubu ne ulan?" diye soruyorsanız şöyle izah edeyim, bu kuruluşun altında "Yeni Şafak", "Derin Tarih" gibi lağım çukurları var. Yani anlayacağınız ciddiye alınacak bir kuruluş değil. Videoları izleyerek veya bu konuyu okuyarak zamanınızı boşa harcamayın.
Benim umrumda değil neden bu kadar taktınız ki normal değil diye?
Saygı konusuna gelirsek herif bana sapık gibi yaklaşırsa saygı duymam tabii ki.


Hocam anüsü düzgün temizlemezseniz bile basur* olabiliyorsunuz penis gibi bir şey direkt yırtmaz mı anüsü?

*Anüs yırtılması.
Yırtmıyor. Kayganlaştırıcı kullanılıyor bu tarz işlerde.
 
KS
Linux Forever

Linux Forever

Silver Sample
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
1.459
Çözümler
7
İfade skoru
4.433
@KemalY
Dizide eşcinsel gördüğü için eşcinsel olmaz demişsin ama etki eder.

LGBT'ye çalışan kurumlar (BBC, vb.) çocukları LGBT olarak damgaladığı için LGBT olmayan ama yaşadığı çevre yüzünden cinsel kimlik bozukluğu olan çocukları direkt LGBT kümesine dahil ediyor. Çocuk da aa ben LGBT miyşim diyor.

Psikolojik olarak terapi yöntemi ile kişi heteroseksüel yapılabiliyor.
Prof. Zeki Bayraktar'a göre başarılı sonuç için bireyin bunu kendisi talep etmesi gerekir. Birey bunu talep ederse ve kendi motivasyonu olursa depresyona falan girmiyor. Sorun LGBT lobisinin çocukları kandırması ve asla değiştirilemez olduğu kanısını aşılaması.


Üçüncü olarak eşcinsellik çevreden aileden beri gelir. Cinsel kimlik oluşumu 1-6 yaş arası oluşuyor. Ergenliğe girince bu yaşta oluşan cinsel kimlik baskınlık kazanıyor. Önemli olan bunu erken yaşta farkında olup çocuğu cinsel terapiste götürmek.
Eşcinselliğin genetik olduğu hiçbir çalışma kapsamında varılmış bir sonuç da değildir.

Bunun yanında eşcinsellerde psikolojik sorunlar daha çok. Depresyon geçirme olasılığı daha yüksek. HIV ve AIDS hastalığı daha yaygın. İntihar oranları daha yaygın.

İşin dini zararı da var ama o seni alakadar etmez.

Kişinin yönelimi hemcinsine ise üstelik böyle olsun, kişi bunu bastırabilir. Kişinin kendi beyni başka söyleyip ama kişi başka davranış sergilediği çok durum olabilir. Misal yemek yemeyi çok seviyordur ama asıl olması gereken sağlıklı olması için gırtlağını tutar ya da spor yaparken vücut hemen bırakmaya odaklıdır. Çünkü o durumdan şikayetçidir. Ama gelişeceği bilinci kişiyi bıraktırmaz.
 

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
LGBT'ye çalışan kurumlar (BBC, vb.) çocukları LGBT olarak damgaladığı için LGBT olmayan ama yaşadığı çevre yüzünden cinsel kimlik bozukluğu olan çocukları direkt LGBT kümesine dahil ediyor. Çocuk da aa ben LGBT miyşim diyor.
LGBT'ye çalışan kurumlar ne? LGBT bir kurum mu, bir örgüt mü, bir kuruluş mu? Sadece çatı bir ad. Çocuğu "LGBT kümesine" dahil ederek ne kazanıyor? Hiçbir şey. Komplo teorisi kurarken mantıklı kurun bari. Bu iddiaların tek sahibi GZT denen Yeni Şafak çakması yer.
Psikolojik olarak terapi yöntemi ile kişi heteroseksüel yapılabiliyor.
Bir kaynağı yok. Madem bu kadar ısrarcısın, literatürde kabul gören bir deney at.
Prof. Zeki Bayraktar'a göre başarılı sonuç için bireyin bunu kendisi talep etmesi gerekir. Birey bunu talep ederse ve kendi motivasyonu olursa depresyona falan girmiyor. Sorun LGBT lobisinin çocukları kandırması ve asla değiştirilemez olduğu kanısını aşılaması.
1631300478015.png

Ciddiye almamak için büyük bir sebep. Aklını din ile bozmuş, "profesör" kılıklı adamın teki. Dindar kişiler bu gibi dinlerine ters konularda mantıklı yorum yapamazlar.
Bu adam kendi sayfasında İmamoğlu'nu yerin dibine gömerken, Yıldırım'ı göklere çıkarmıştır. Yani AKP'li olması muhtemel.

AKP'li ve dindar birinden bu konuda mantıklı yorumlar beklemek mantığa aykırı bir durum olacaktır. İran'da eşcinselliği elektroşok ile tedavi etmeye çalışıyorlardı yahu, sen gelmiş hala tedavi diye zırvalıyorsun. Hastalık olmayan bir şeyin tedavisi olamaz. Hadi diyelim Avrupa eşcinselliği lanse etmeye çalışıyor, ulan eşcinsellik insanlığın başından beri varolan bir şey, bunu da mı Avrupa lanse etti?

Kimse kimseyi kandırmıyor. Bunu 300 defa tartıştık.
Üçüncü olarak eşcinsellik çevreden aileden beri gelir. Cinsel kimlik oluşumu 1-6 yaş arası oluşuyor. Ergenliğe girince bu yaşta oluşan cinsel kimlik baskınlık kazanıyor. Önemli olan bunu erken yaşta farkında olup çocuğu cinsel terapiste götürmek.
Eşcinselliğin genetik olduğu hiçbir çalışma kapsamında varılmış bir sonuç da değildir.
Hala terapist diyor ya. Anladığım kadarıyla elindeki tek kaynak bu Bayraktar denen herif. Çünkü söylediklerin adamın röportajlarda ve kitaplarda söylediğinin birebir kopyası.

Eşcinselliğin doğuştan gelip gelmediğine dair bir sürü araştırma var. Hepsi farklı sonuçlar veriyor genelde. Örneğin, en kabul gören araştırmalardan birisi bu. En büyük bilim dergisi olan Nature'da bile yayınlandı.
Yanlış hatırlamıyorsam burada, genlerin %30 civarında etkili olduğu yazılıyordu. Okuduğum başka bir makalede %60 deniyordu vs.

Yani dediğim gibi, bunun "dayatma" olduğunu iddia etmek için heteroseksüelliğin doğuştan geldiğini kanıtlaman lazım. Üstte dediğim gibi yani. Aylardır aynı argümanları tekrarlıyorsun. Ben de senin yüzünden aynı argümanları tekrarlamak zorunda kalıyorum.
Bunun yanında eşcinsellerde psikolojik sorunlar daha çok. Depresyon geçirme olasılığı daha yüksek. HIV ve AIDS hastalığı daha yaygın. İntihar oranları daha yaygın.
Düşün bakalım psikolojik sorunlar neden daha çok? Senin gibi tipler hala baskı yaptığı için olabilir mi? Elindeki kaynak Yeni Şafak'ın modern versiyonu olan GZT ve din ile kafayı bozduğundan ötürü mantıklı açıklamalar yapamayan bir üroloji profesörü. Bunun gibi çürük kaynaklar ile eşcinsellik vb. şeyler hakkında iddialarda bulunuyorsun. Bu kelebek etkisi gibi büyüyor eninde sonunda.

Korunmadığı taktirde cinsel yolla bulaşan virüslerin riski daha yüksek evet. Fakat korunulduğu taktirde heteroseksüel bir ilişkiden farkı kalmıyor.
Kişinin yönelimi hemcinsine ise üstelik böyle olsun, kişi bunu bastırabilir.
Neden bastırsın? Senden, benden farkı ne? Sen karşı cinse duyduğun ilgiyi bastırıyor musun?
Mesajlar otomatik birleştirildi:

Şunu da ekleyeyim, bir olgunun "hastalık" veya "anomali" ("anormallik") olarak değerlendirilebilmesi için, o unsurun bireyin ölümüne neden olması veya bireyin yaşam standartlarında fiziksel, biyolojik veya psikolojik bir kötüleşmeye neden olması gerekmektedir. Eşcinsellik, bunların hiçbirine neden olmamaktadır.


Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği 1970'li yıllarda hastalıklar ve rahatsızlıklar kapsamından çıkartmıştır. WHO tarafından yayınlanan öneri raporunda şöyle yazmaktadır:
Araştırma grubumuz, Hastalık ve İlişkili Problemlerin Uluslararası İstatistiki Sınıflandırılması (ICD) katalogundaki F66 kategori numaralı "cinsel gelişim ve yönelim ile ilişkili psikolojik ve davranışsal bozukluklar"ın olduğu gibi kaldırılmasını önermektedir. (...) Klinik, halk sağlığı veya bilimsel araştırmalar açısından cinsel yönelime dayalı hastalık tanısı koymak mümkün değildir.

Benzer şekilde Amerikan Psikoloji Derneği (APA) da eşcinselliğin bir tercih olmadığını, doğal olduğunu ve değiştirilemeyeceğini açık ve net bir şekilde belirtmiştir. APA, ayrıca "eşcinsellikten vazgeçirme terapilerinin" bireylere zarar verebileceğini de belirtmektedir. APA'nın 1973 tarihli bildirisinde şöyle yazmaktadır:
Amerikan Psikoloji Derneği olarak, sosyal etkinlik açısından genel bir sorun yaşamayan ve kendilerini iyi hissettiklerini söyleyen kişilerin cinsel yönelimleri dolayısıyla hasta oldukları sonucuna varmaktan vazgeçmekteyiz. Bu kişilerin yerel yönetimler, şehirler, eyaletler ve ülkeler bazında diğer insanlarla eşit haklara sahip olması gerektiğini savunmaktayız.

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel şunları söylüyor:
Eşcinsellik bir hastalık değildir. 1974'ten beri psikiyatrik ve ruhsal hastalık sınıflamasında kabul edilmiyor. Buna rağmen farklı kültürlerde derecesi değişmekle birlikte, ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan, kendi kimliklerini inkar etmeye yönelik bir grup eşcinseller. (...) Eşcinsellik hastalık olmadığı için tedavisi de tıp ahlakına uygun değildir. Tedavi bir şeyin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Eşcinsellik normal bir durumdur. Ama toplumsal baskılardan dolayı varoluşunu yaşamakta zorlanan kişilerin kendileri ya da yakınlarının, destek almaları mümkündür.

Psikolog Mahmut Şefik Nil ise şunları söylüyor:
1940'larda dünyada tedavi yolunda çok çaba gösterildi. Eşcinseller, 'eksik erkek' olarak değerlendirilip, erkeklik hormonları verilerek normalleştirilmeye çalışıldı. Tıpkı vücuttaki mineral eksikliğini tamamlamak gibi. Ama artık eşcinselliğin bir hastalık olmadığı ve buna bağlı olarak da tedavisinin olmayacağı yaklaşımı yavaş yavaş yerleşmeye başladı.


Anlayacağın, elinde yeterli veri olmadan, sadece 1-2 kişinin sözüne direkt araştırmadan güvenerek eşcinselliğe hastalık diyorsun, tedavi edilmeli diyorsun, heterosekseüelliğin doğuştan geldiğini iddia ediyorsun, Avrupa ve Amerika'nın "bu oyunun" içinde olduğunu iddia ediyorsun. Seninle düzgün bir şekilde tartışmaya çalıştım, ama yeter. Aylardır aynı argümanları tekrarlıyorsun. Neden? Çünkü elinde başka kaynak yok. Bundan sonraki bu konudaki tartışmam ya olmayacak, ya da bu kadar saygılı olmayacak.
 
Son düzenleme:

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
Doğru anladıysam bahsi geçen 2 çalışma yayınlanmamış. Sadece eşcinsel olduğunu söyleyenlerin küçük bir kısmı, hetero olabilmiş.
Critics, though, say the study's subjects may be deluding themselves and that the subject group was scientifically invalid because many of them were referred by anti-gay religious groups.
But Spitzer's study, which has not yet been published or reviewed, seems to indicate otherwise
however, only 11 percent of men and 37 percent of women reported a complete absence of homosexual indicators.
The people in Spitzer's sample, he said, may be fooling themselves.
"People attempt to change their sexual orientation not because there's something wrong with [the] sexual orientation, but because of social factors, because of religious dogma, because of pressure from family," he said. "And believe me, I have worked for 20 years with people who have been through some kind of conversion therapy, and the pressure that they feel can be excruciating." Hurt by Therapy Spitzer doesn't question that many gay people have been hurt by therapy.
Kısacası burada benim dediklerime ters bir şey yok. Ters bir şey olsa bile, literatürde kabul gören bir çalışma değil bu. Bunun ana sebebi örneklemlerin yalancı olup olmadığının bilinmemesi ve çalışmanın yayınlanmaması.
 

Airlemur89765

Platinum Sample
Katılım
6 Nis 2021
Mesajlar
3.181
Çözümler
5
İfade skoru
8.035
Konum
Ağaç dalında dinleniyor
Yahu konuda tek bir din kelimesi geçmiyor, bu çocuğun açtığı bütün konuları neden dine çekmeye çalışıyorsunuz?
 

Elektrikci Hasan

Gold Sample
Katılım
29 Haz 2021
Mesajlar
309
Çözümler
2
İfade skoru
1.098
La oğlum 8cm den uzunda erkek kısaysa kadın daha ne tövbe ya.

Sonradan yapay olarak isterse bin tane cinsiyet çıksın, doğal 2 tane var.

Artık bilimi araya sokuşturup zorlama şeyler çıkarmaya çalışıyorlar ha :kekw: Zorlamayın boku çıkar.
 

Arsenik

Gold Sample
Katılım
3 Nis 2021
Mesajlar
645
Çözümler
2
İfade skoru
4.505
Konum
Kaer Morhen
Yahu konuda tek bir din kelimesi geçmiyor, bu çocuğun açtığı bütün konuları neden dine çekmeye çalışıyorsunuz?
Kimse kimseye saygı duymuyor, kendi idealarını zorla dayatmaya çalışan bir topluluk var. Bu arkadaş da onlardan. Şimdi ben burada dinini kötülesem demediğini bırakmaz. Empati yoksunu değil 0 - lerde olan bir toplumuz. Dini onaylasa sabahtan akşama kadar övgü duyarız burada.
 

365

Silver Sample
Katılım
30 Mar 2021
Mesajlar
349
İfade skoru
1.238
Eşcinselliğin ne kadar normal olup olmadığı hakkında bazı düşüncelerim var ama kimseye de "neden öylesin, neden böylesin" diyeceğim yok. Benim için normal olan bu değil ama olana da yine saygısızlık yapmam. Bazı konularda, özendirilmekten ziyade insanların birbirine beslediği "gereksiz ön yargıları" ve gelecekte oluşabilecek saygısız davranışları engellemeyi amaçladığını düşünüyorum. Ha sonuç olarak çocuklar ne alıp veriyordur bilmiyorum, yanlış yapılırsa o tarz sonuçlar da doğurabilir.
 
KS
Linux Forever

Linux Forever

Silver Sample
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
1.459
Çözümler
7
İfade skoru
4.433
@KemalY Kemal konuşma tarzın eşcinselliğin genetik olarak veya doğuştan gelmesi üstüne. Ayrıca ben hastalık da demedim. Kendi ezbere cümlelerini kurmuşsun.

Eşcinselliğin Türk aile yapısında yeri yok. Bunu normalleştirmeye çalışmayın. Hastalık olmayabilir ama cinsel yönelim bozukluğu diyebiliriz. 1-6 yaş arasındaki çevre faktörlerin etkisi büyük.
 

Dexter

Platinum Sample
Katılım
31 Mar 2021
Mesajlar
1.091
Çözümler
2
İfade skoru
6.025
Konum
St. Petersburg
@KemalY Kemal konuşma tarzın eşcinselliğin genetik olarak veya doğuştan gelmesi üstüne. Ayrıca ben hastalık da demedim. Kendi ezbere cümlelerini kurmuşsun.
Doğuştan gelsin veya gelmesin, bu bir şeyi değiştirmez. Gelip gelmediğine dair kesin bir kanıt olmadığını yeteri kadar belirttiğimi düşünüyorum.
Eşcinselliğin Türk aile yapısında yeri yok. Bunu normalleştirmeye çalışmayın. Hastalık olmayabilir ama cinsel yönelim bozukluğu diyebiliriz. 1-6 yaş arasındaki çevre faktörlerin etkisi büyük.
Bana ezbere cümle kuruyorsun deyip, nörolog adamın cümlelerini sayıklaman komik. Cinsel yönelim bozukluğu demek için yeterli verin yok. Toplumun çoğu hetero diye, hetero olmayanlarda "cinsel yönelim bozukluğu" olmuyor. Bozukluk demen için defalarca söylediğim gibi heteroseksüelliğin doğuştan geldiğini kanıtlaman lazım.

Elinde yeterli veri olmadan, bunları demen, bozukluk demen iftiradan farksız.

Türk aile yapısında yeri yok kadar komedi bir argüman yok. Osmanlı'da oğlancılık vardı. Kimin ailesinin ne olacağına karışamazsın, sana mı kaldır birader aile yapısında olup olmayacağına karar vermek? Neye göre söylüyorsun bunu diye sormaz mı millet? Türk aile yapısı nedir ki ayrıca? Yeni Akit bunu ortaya attı, senin gibi tipler de söylüyor.
Bu iddianın sahibi, Hilal Kaplan gibi tipler. Yeni Akit'te köşe yazarlığı yapan tipler. Hilal Kaplan'ın ne halt olduğunu açıklamayayım istersen.

Mesajlardır psikolog seansları ile hetero olunabildiğini iddia ediyorsun, literatüre geçen bir deney istiyorum, atmıyorsun. Argümanlarının altı boş. Türk aile yapısını bozuyor diyorsun, aile yapısını bozan onlarca etmeni atlayarak, insanların birbirini sevmesine karışıyorsun. Eşcinsel bireyler kendi aralarında aile kuruyor, sana zorla git eşcinsel birisi ile aile kur diyen yok. Bu nasıl bozsun aile yapısını? Gibi gibi bir sürü örnek verilebilir.

Türk aile yapısını bozan şeyler: İnsanın hemcinsinden hoşlanması ve aile kurması.

Bozmayan şeyler: Kadına şiddet, çocuk gelinler, Erd*ğan ve bilimum ileri gelen siyasinin "kadının yeri evdir, çalışma hayatı değil" tarzı açıklamalar yapması, tarikat liderlerinin 13-14 yaşındaki kızları taciz edip ceza almaması, Ensar Vakfı gibi olayların yaşanması ve Aile Bakanlığının "Bir kereden bir şey olmaz" demesi, trans bireylerin "trans" oldukları için yakılarak öldürülmesi vs.

Senin kafa yapın bu işte, takmışsın bir şeye, onu sayıklıyorsun, boş argümanlar sunuyorsun, elinde 2-3 tane kaynak var, sonsuza dek onlara bağlısın, insanların yatak odası yaşamını kendine dert edecek kadar işsiz ve takıntılısın, üstte saydığım onlarca büyük sorunu atlayıp, insanların hemcinsini sevmesinin olmayan aile yapısını bozduğunu iddia ediyorsun.


Şimdi ağlayarak GZT izlemeye ve "Türk aile yapısı, hastalık, bozukluk" diye sayıklamaya devam edebilirsin.
Mesajlar otomatik birleştirildi:

Şunu da ekleyeyim, bu bir hastalık, bir bozukluk vs. olsaydı; doğuştan da gelse, tercih de olsa her koşulda evrimsel süreçte elenirdi.
Mesajlar otomatik birleştirildi:

Eşcinsellik “cinsel tercih” midir?
Cinsel yönelimin nasıl geliştiği tam olarak bilinmemekle birlikte, herhangi bir kişinin cinsel yönelimler arasında iradesini kullanarak bilinçli bir tercih yapmadığı bilinmektedir. Örneğin, hiçbir heteroseksüel kadın hayatının bir aşamasında erkeklere ilgi duymaya karar vermemiştir. Benzer şekilde irade kullanılarak değiştirilmesi mümkün değildir. Cinsel yönelimle ilgili tercih kişinin yönelimini nasıl ve ne kadar davranışlarına ve hayatının geneline yansıtacağı, yönelimini başkaları ile ne ölçüde paylaşacağı ile ilgili olabilir.

Cinsel yönelimin nasıl ortaya çıktığı ile ilgili yıllarca çeşitli alanlarda çalışmalar yürütülmüşse de tutarlı ve geçerli bir açıklamaya ulaşılamamıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar genetik ve doğum öncesi süreçlere işaret etmektedir; ancak tek belirleyenin bu etkenler olmadığı da gösterilmiştir. Kişilerde saptanan hormon düzeyleriyle, beyin yapısı ve işlevleriyle ilgili bozukluklarla, kişinin geçmişinde cinsel istismar olmasıyla, aile yapısıyla, ebeveyn özellikleri, anne veya babasıyla ilişkisiyle, kendi cinsi ve karşı cinsle ilişki denemelerinde başarı/başarısızlık yaşamış olmasıyla, yineleyen denemeler sonucu öğrenmiş olmasıyla, bağımlılıkla açıklanamayacağı gösterilmiştir.

Eşcinsellik hastalık mıdır?
Eşcinsellik bir hastalık değildir, insan cinselliğinin olağan çeşitliliğinin bir görünümüdür. Psikoloji ve tıbbın bir dalı olarak psikiyatri ilk dönemlerinde hakim ideoloji doğrultusunda üremeye dönük olmayan birçok cinsel etkinlik gibi eşcinselliği de bir ruhsal bozukluk olarak kabul etmiştir. Ancak insan cinselliği ile ilgili çalışmalardan elde edilen bulgular, eşcinsel bireylerin ruhsal işlevlerinin diğer cinsel yönelimleri olan kişilerden farklı olmadığını gösteren bulgular ve eşcinsel özgürleşme hareketinin toplumun eşcinsellikle ilgili tutumunu sorgulası sonucunda bilimsel olarak eşcinselliğin bir ruhsal bozukluk olmadığı yaklaşık kırk yıl önce ilan edilmiş ve yaygın kabul görmüştür. Bireyin eşcinsel olması kendi başına kişiyi sıkıntıya sokmayan, kişisel, sosyal ve mesleki işlevselliğini bozmayan bir durumdur. Ancak toplumun genel eşcinselliği yadırgayan, hor gören, dışlayan tutumunun kişi üzerindeki etkileri eşcinsel bireylerin ruhsal sorunlar yaşamasına ve ruh sağlığı hizmetlerine yüksek oranda başvurmalarına neden olmaktadır.

Eşcinselliğin tedavisi var mıdır?
Eşcinsellik bir hastalık olarak kabul edilmediği için bir tedavisi de yoktur. Bir ruhsal bozukluk olarak kabul edildiği dönemde çeşitli psikolojik yöntemler, bugün rahatlıkla işkence olarak kabul edilebilecek davranış tedavileri, ilaç ve hormon tedavileri ve hatta beyine yönelik cerrahi girişimler denenmiştir. Bu yöntemlerle eşcinsel bireylerin cinsel yönelimlerinde kalıcı değişiklik sağlandığı gösterilemediği gibi, uygulandığı kişide ruhsal ve bedensel hasara neden olabildiği saptanmıştır. Tedavi ve terapi adı altında yürütülen bu dönüştürme/onarım girişimleri etik ve bilimsel olarak sorunludur ve bilimsel otoritelerce önerilmemektedirler. Bu girişimler cinsel yönelimlerinin farkına vardığında toplumun eşcinsellikle ilgili olumsuz tutumu (homofobi) nedeniyle bu durumundan hoşnutsuzluk duyan, cinsel yönelimleriyle ilgili belirgin bir kafa karışıklığı yaşayan, yoğun bir gelecek kaygısı ve karamsarlığa kapılan kişileri hedef almaktadır. Eşcinselliği dönüştürmeye yönelik bu girişimlerin cinsel yönelimde değişikliğe neden olmadığı, geçici olarak kişinin cinsel yönelimini daha etkin bir şekilde baskılamasına yardımcı olabileceği bilinmektedir. Sonuç olarak, hiç kimsenin bir heteroseksüeli eşcinsel haline getirme gücü olmadığı gibi, hiç kimse ya da herhangi bir yöntemin bir eşcinseli heteroseksüel yapamayacağı bilinmektedir.


Al bak, Bilal'e anlatır gibi.
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Bu içeriği görüntüleyen kullanıcılar

Silicone Makale

Yeni konular

Silicone YouTube

Top