İslam adına savaşın kılıçla olabileceğini düşünen insanlar ve bu kişilerin tutumları; bana uğruna savaştıkları şeyin insanın talepleri olduğunu ve inançlarının kullanıldığının farkında olmadıklarını anlatmaktadır. Allah rızası için savaştığını zanneden ademoğullarının aynı zamanda Allah’ın her şeyden münezzeh olduğunu savunmaları, neyi savundukları ve ne için savaştıkları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını göstermektedir. En basit anlatma şekliyle her şeyin üzerinde olan bir varlığın savaşmak istediği herhangi bir şey olması durumu ayrı bir konu, onunla savaşmak için seni kullanması ayrı bir konu. Ayrıca inandık dedikleri Hz. Muhammed’in söylemleri ve savundukları karşısında o kadar zulüm görmesine rağmen hayatı boyunca yaptığı savaşların kendini savunma veya karşılıklı anlaşmanın bozulması neticesinde Allah’ın izin vermesi suretiyle sadece zalimlere ve haksızlara karşı yapılması, bu savaşlarda adaletin elden bırakılmaması (Peygamber Bedir Savaşı’nda (M. 624) esir alınan Kureyşliler den hürriyetlerine kavuşmaları için bir şart ileri sürmüştür. İçlerinden parası olmayıp, okuma yazma bilenler, müslümanlara okuma yazma öğreteceklerdi. Böylece her hürriyetine kavuşan esire karşılık on müslüman okuma yazma öğrendi.*) kendi ve etrafındakilerin güvenliğini sağladıktan sonra fikirlerini sadece söz ve davranışlarıyla yayması ve bunda o zamanın şartları dahilinde yüksek bir başarıya ulaşması bize gösterir ki islamın asıl niyeti insanlar arasında barış ve huzuru sağlamaktır. Bunun için kullanılabilecek tek yol her anında doğru ve adil olmaktır. Eğer bu yöntem işe yaramıyorsa bu kişilerden uzaklaşmak onlarla gerekir. Uzaklaştığımızda da bize saldırmaya devam ederlerse kendimizi korumak için savaşmak aşırıya gitmemek koşuluyla seçilebilir. Fakat bu kılıç sevdalısı insanlar inandıkları konuda fikir sahibi olmadan, sadece egemenlik kurmanın vereceği hazdan faydalanmak maksadıyla, güçsüz insanların ellerindekini alıp onlara zorla bir inanç kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu da zaten kişinin en büyük savaşıdır. İslam uğruna savaştığını söyleyebilmek istiyorsan kendi nefsinle savaşman gerekir. Öncelikle kendini adalet süzgecinden esnetmeden geçirmen gerekir. Bunun içinde yapman gereken insanların dediklerine göre değil Allah’ın dediklerine göre inanmaktır. Çünkü O der ki;
“Ve sizinle savaşanlarla, Allah’ın yolunda savaşın ve aşırı gitmeyin. Muhakkak ki Allah, aşırı gidenleri sevmez.” Bakara – 190
“Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba saba, katı yürekli olsaydın, senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için, iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git.” Ali İmran – 159
“Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever. Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir."
Mümtehine – 8,9
“İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır.” Şura – 15
"Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır." Naziat-37,38,39,40
*İslam Kurumları Tarihi Syf : 123 – Doç. Dr. İsmet Kayaoğlu
“Ve sizinle savaşanlarla, Allah’ın yolunda savaşın ve aşırı gitmeyin. Muhakkak ki Allah, aşırı gidenleri sevmez.” Bakara – 190
“Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba saba, katı yürekli olsaydın, senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için, iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git.” Ali İmran – 159
“Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever. Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir."
Mümtehine – 8,9
“İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır.” Şura – 15
"Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır." Naziat-37,38,39,40
*İslam Kurumları Tarihi Syf : 123 – Doç. Dr. İsmet Kayaoğlu
